Cücük: Kümes hayvanlarının yavrusu,civciv. Kuş yavrusu

Çimmek: Yıkanmak, banyo yapmak
Kafa Kağıdı: Nüfus Cüzdanı
Postal: Ayakkabı
Sumsak: Yumruk
Zerdali: Küçük kayısı
Alavere: Bir şeyin elden ele geçmesi
Kıro: Kürtçede erkek çocuk demektir.
Ahkâm: Hükümler (hüküm kelimesinin çoğulu)
Hergele: Binmeye veya yük taşımaya alıştırılmamış at veya eşek

Mihenk taşı: Altın, gümüş vb. madenlerin ayarını anlamak için sürtüldükleri bir tür taş, mihenk, denek taşı

Abes: saçma, anlamsız
Habis: adi, ahlaksız, alçak
Pespaye: adi, alçak, aşağılık, bayağı
Beis: eksiklik, aksaklık
Ebleh: ahmak, akılsız, aptal
Manifesto: bildirge, beyanat
İfa: yapma, gerçekleştirme
İhya: diriltme, canlandırma
İfşa: açığa çıkarma.
Gavat: kadın pazarlayan kimse, kendi kadınını peşkeş çeken.
Dallama: aptal, enayi.
Dangalak: düşüncesiz, budala, akıl yoksunu, hödük, boşboğaz
Kaltak: eyerin, üzeri meşin, halı gibi şeylerle kaplanan, tahta bölümü.

Dumur: normal olmayan bir hadise veya söz karşısında yaşanan şaşkınlık ötesi insan hali. (Ekstra Bilgi: “hakan gürses in ben arabeskin peygamberiyim demesi sonucu müslüm gürses in ben böyle bir peygamber göndermedim demesi” dumur olaylara örnek verilebilir.)
Postmodern: modern den sonra, modern otesi.
Münferit: tekil, ferdi, bireysel.
Münhasır: bir kimse veya bir sey için ayrilmis, mahsus, sınırlanmış, sınırlı.
Müsamaha: hoşgörü.
Müteessir: üzgün.
Mütenasip: orantılı, uygun.
Naçizane: çok küçük, çok önemsiz bir şey olarak.
Nobran: kibar olmayan, görgüsüz, kaba, nezaketsiz.
Tasfiye: arıtma, ayıklama, temizleme, birçok kişinin görevine son vermek.
Trabzan: merdiven korkuluğu.
Celse: oturum.
Çığır: Kar üzerinde açılan keçi yolu veya çığın ardından karın üzerinde açılan yol.
Abaza: Abazalar Kafkas halklarından biri.
Hodri Meydan: “Hayda bre” kısalıp hodri olmuş. Ardına bir de meydan eklenince, buyur meydanda kapışalım anlamını doğurmuş.

Aforizma: özdeyiş.
Özdeyiş: özlü söz.
Umar: bir sonuca varmak üzere, ortadaki engelleri kaldırmak için tutulması gereken yol, çıkar yol, çözüm, çare. (“umar” ı çok kullanmasakta “umarsızca” günlük hayatta sık sık duyduğumuz bir kelime.)
Sorunsal: sorun özelliği taşıyan, sorun ele alan, sorunla ilgili olan,çözümü belli olmayan. (sorun kelimesine daha estetik bir tad kazandırdığı zannıyla epey yanlış kullanılan kelime. sorundan farkı çözümünün belirsiz olması ve hatta bir sorun olup olmadığının belirsizliğidir.)
Paradigma: Belirli bir alanda çalışan bilim adamlarının paylaştığı ortak değerler ve anlayışlar dizisi,model.
Konjonktür: bir ülkenin ekonomik durumunu etkileyen, birbiriyle etkileşerek oluşturan ögelerin tümü.
Statüko: şu anda ve eskiden beri içinde bulunulan, değişmesi beklenmeyen ve istenmeyen durum.
Sinerji: Bir madde ya da sistemin başka bir madde ya da sistemle birleştiğinde ,etkinin ikisinin etki gücünün toplamından fazla olması durumudur.1+1=3 gibi (Bir elin nesi var, iki elin sesi var tarzı bir şey.)

Pelesenk: Konuşurken gereksiz tekrarlanan söz.
Manipülasyon: hareket verme, harekete geçirme, yönlendirme, etkileme, parmak karıştırma, hile yaparak fiyatları istediği şekilde değiştirme.
Spekülasyon: ilerde ortaya çıkabilecek fiyat dalgalanmalarından yararlanarak kazanç sağlama olayıdır.
Denyo: dengesiz, delibozuk.
Cibiliyet: şahsiyet, benlik.
Meymenet: iyi özellik, iyi nitelik.
Naif: Saf, deneyimsiz, tecrübesiz, sade, doğal
Mütemadiyen: ara vermeden, sürekli olarak.
Bendeniz: “kulunuz”, “köleniz” anlamına gelmekle birlikte, “ben” adılı yerine kullanılan bir alçakgönüllülük sözü.
Müşkülpesent: güç beğenen, güçbeğenir, titiz (kimse).
Binaenaleyh: Bundan dolayı
Amiyane: Net, kabaca, çok kasmadan.
Ekseriyet: Çoğunluk,çokluk
Aklınıza gelen başka kelimeler varsa yorum yazabilirsiniz. :)
.
eksikler var ama güzel çalışma
Eksikleri söylerseniz hemen ekleyelim